Neon Klinik

Diş Çekimi Sonrası Yapılması Gerekenler

Diş çekimi sonrası yapılması gerekenler nelerdir? Diş hekiminiz, diş çekildikten sonra ağzınıza nasıl bakacağınız konusunda size tavsiyelerde bulunacaktır. Bu tavsiyeler gerçekleştirilen işlemin türüne bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Genellikle dişlerinizi günde birkaç kez ılık tuzlu suyla durulamanız, ardından dişlerinizi yumuşak bir diş fırçasıyla fırçalamanız önerilmektedir.

Diş çekim işlemi sonrası sigara ve alkol tüketmemeniz önerilmektedir. Çünkü bu aktiviteler kanamayı artırıcı bir etkiye sahiptir. Hatta sigara ve alkol tüketiminin iyileşme süresini yavaşlatıcı bir etkisi de bulunmaktadır. Elbette ki diş çekildikten sonra dikkat edilmesi gereken birkaç şey vardır. Bu aşamada dikkatli hareket ediyor olmanız, iyileşme sürecini de olumlu yönde etkileyecektir.

Diş Çekimi Sırasında Dikkat Edilecekler Nelerdir?

Diş çekimi işlemi sırasında rahat hareket edebilmeniz için randevunuza rahat kıyafetler giymelisiniz. Randevunuza gelmeden önce duş alın veya banyo yapmanız önerilmektedir. Böylece diş çekiminden sonra cildinizde ağzınızda enfeksiyona neden olabilecek yiyecek parçacıkları kalmaz. Bir de saçlarınızın yüzünüzden geriye doğru çekildiğinden emin olmalısınız. Böylece tedavi sırasında kullanılan aletlerin önüne geçmez.

Diş Çekimi Sonrası Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Diş çekim operasyonları ciddi nitelikte operasyonlardır. Dolayısıyla şayet dişinizi çektirdiyseniz, mutlaka dikkatli hareket etmenizde fayda vardır. Bu kapsamda aşağıda sıraladığımız 6 farklı kritere dikkat ederek, diş çekimi sonrasındaki sürecin daha sağlıklı bir şekilde tamamlanmasını mümkün kılarsınız;

  • Diş hekiminizin gazlı bez tamponunu 25 dakika kadar sıkıcı ısırmalısınız
  • Diş çekimi sonrasında ağrı kesici kullanabilirsiniz
  • Çekimden sonraki 24 saatlik sürede hafif kanamalar olağandır
  • İlk 24 saatlik sürede alkol ve sigaradan uzak durmalısınız
  • Şayet diş çekimi sonrası komplikasyon varsa 8 saatte bir soğuk tatbiki yapabilirsiniz
  • Diş çekimi sonrasında dilinizle ya da bir alet kullanarak, çekim bölgesini kurcalamayınız

Görüldüğü üzere diş çekim işlemi sonrası yapılması gerekenler gündeme geldiği zaman karşımıza son derece detaylı bir süreç çıkar. Burada hekiminizin tavsiyesine uygun davranıyor olmanız, beraberinde önemli kazanımları da getirecektir. Şayet diş çekildikten sonra şişlik vs gibi durumlar yaşıyorsanız, yine diş hekiminizin tavsiyelerine uygun davranmalısınız.

Neon Klinik

Diş Kaplama Çeşitleri

Diş kaplama işlemi diş yapısında meydana gelen bozuklukların veya diş sarmaların ortadan kaldırılarak daha estetik bir görüntüye sahip olabilmek için uygulanan estetik işlemidir. Diş kaplama çeşitleri farklı malzemelerden edilmekte ve ihtiyaç durumuna göre ya da isteğine göre belirlenerek uygulanmaktadır.

Diş kaplama çeşitleri kullanılan malzemelere göre sınıflandırılmaktadır. Aynı zamanda malzemelerine bağlı olarak dayanıklılıklarını göre de sınıflandırılmaktadırlar. Uygulaması yapılan diş kaplama çeşitleri şöyledir;

  • Porselen Laminate veneer diş kaplama
  • Tam seramik empress diş kaplama
  • Metal altyapı porselen diş kaplama
  • Kompozit Laminate veneer diş kaplama
  • Zirkonyum porselen diş kaplama

Porselen Laminate Veneer Diş Kaplama

Diş yüzeyine yapıştırma işlemi ile uygulanan porselen lamine diş kaplama yöntemi aynı zamanda yaprak porselen olarak da adlandırılmaktadır. Özellikle bu işlem sayesinde diş yüzeylerinde ortaya çıkan çatlaklar ve sararmalar kolayca çözülebilmektedir.

Bunun yanı sıra ışığı geçirgen yapısı sayesinde herhangi bir şekilde hastaya yapaylık vermez ve orijinal diş görünümüne sahip olur. Diş yüzeyine açılan milimetrik delikler sayesinde uygulana bu kaplama modeli genellikle

Bu yöntem diğer diş kaplama yöntemlerine göre biraz daha farklıdır. Bu yöntemde sadece dişin ön kısmına uygulanmakta bu nedenle de birçok kişi tarafından sıklıkla tercih edilmektedir.

Tam Seramik Empress Diş Kaplama

Genellikle tek bir diş üzerine kaplama yapılacağı zaman en çok kullanılan kaplama tekniklerinden bir tanesi tam seramik hem prestij kaplama yöntemi olmaktadır.

Bu yöntemde metal altyapı kaplama malzemeleri kullanmadan tek bir ön dişe uygulanmaktadır. Diğer kaplama yöntemlerine göre biraz daha dayanıksız olan bu kaplama çeşidi genellikle sert darbeler sonucunda kırılabilmektedir.

Zirkonyum Diş Kaplama

Metal Altyapı Porselen Diş Kaplama

Metal altyapılı porselen diş kaplama yönteminde diş yapısının ölçüsü alınmakta ve daha sonra ölçülere uygun metal altyapı oluşturulmaktadır.

Daha sonra özel fırçalar kullanılarak diş şekli verilen bu kaplama malzemeleri cilalı alındıktan itibaren uygulanabilir hale getirilmektedir.

Kompozit Laminate Veneer Diş Kaplama

Yapıştırma işlemi ile uygulanan kompozit laminate veneer diş kaplama yöntemi aslında tam olarak bir kaplama yöntemi olmamaktadır.

Temelde diş doktoru tarafından diş yüzeyine yapılan eklemeler ile dişin yeniden yaratılması şeklinde gerçekleştirilen bu işlem genellikle diş çatlakların onarılmasında veya ayrık dişlerin arasının doldurulmasında kullanılan bir yöntemdir.

Zirkonyum Diş Kaplama

Birçok kişi tarafından sıklıkla merak edilen en iyi diş kaplama hangisi? sorusuna cevap olarak zirkonyum diş kaplama yöntemini vermek mümkündür. Genellikle diş kayıpları, sararmalar veya şekil bozuklukları sonucunda kişilerin hem sağlık hem de estetik kaygıları meydana gelmektedir.

Bu durumda diş yüzeyine kaplama yaparak daha estetik bir görünüme sahip olmak mümkündür. Diş kaplama alanında en çok kullanılan malzemelerden bir tanesi seramik, zirkonyum, metal ve kompoit olmaktadır.

Dayanıklılık açısından en başarılı kaplama malzemesi zirkonyum olmaktadır. Bunun yanı sıra uygulanan diş formuna ve diğer dişlere oldukça uygundur.

Diş dokusu ile uyumlu bir madde olan zirkonyum maddesinden elde edilen diş kaplama ürünleri parlak dış yüzeyi sayesinde zamanla sigara veya çay ya da kahve tüketimiyle birlikte sararmaktadır.

Neon Klinik

Dental İmplant Hakkında Merak Ettikleriniz

Dental implant uygulamaları son zamanlarda gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bu durum dental implant uygulamalarına olan ilgiyi arttırmaktadır. Peki, son zamanların popüler bir uygulaması olarak karşımıza çıkan dental implantlar nelerdir? Üst düzeyde bir performans ortaya koymak konusunda iddialı olan dental implantı nasıl yapılır? İşte bu ve benzeri uygulamalara dair merak edilen ayrıntıların tamamı!

Dental implant, çene kemiğinize cerrahi olarak yerleştirilen küçük titanyum aparatlardır. İmplant dişler için çapa görevi görürler ve kolaylıkla yemek yemenize ve konuşmanıza yardımcı olurlar. Diş implantları, eksik dişleri değiştirmek için kullanılabilir veya takma dişleri sabitlemek için kullanılabilir.

Günümüz itibariyle sıklıkla tercih edilen diş implantı üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar; bir metal post (implant), bir abutment ve bir taçtır. Abutment, diş eti çizgisinden çıkıntı yapan vida benzeri parça iken, diş ona takıldıktan sonra kuron onu kaplamaktadır. Bütün bu bilgiler ışığında diş implantının her bir bölümün son derece kritik bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

Dental İmplant Nedir, Neden Tercih Edilmektedir?

Diş implantları, eksik dişleri değiştirmenin harika bir yoludur. Genellikle titanyumdan yapılırlar ve zamanla kemikle kaynaştıkları çene kemiğine yerleştirilirler. Bu işlem birkaç ay sürebilir, ancak tamamlandığında diş implantı doğal dişleriniz kadar güçlü olacaktır. Dental implantlar, estetik görsellik konusunda üst düzeyde bir etkiye sahip olduklarından son zamanlarda sıklıkla tercih edilmektedir.

Dental implant, yedek dişler için güçlü bir temel sağlamak üzere tasarlanmış yapay köklerdir. Tedavi, implantın doğal bir bağ oluşturacağı ve kemikle bütünleşeceği çene kemiğine cerrahi olarak yerleştirilmesini içermektedir. Bir diş implantı, oksitlenmeyen veya korozyona uğramayan demir dışı bir metal olan titanyumdan yapılmaktadır. Dental implantlar sadece biyolojik olarak uyumlu değil, aynı zamanda mevcut biyolojik olarak en uyumlu restoratif materyaldir.

Dental İmplantlar Nelerdir?

Dental implantlar, çene kemiğine yerleştirilen küçük titanyum tasarımlarıdır. Bu tarz implantlar yedek dişler için yapay kök görevi görmektedir. Böylece dental implantlar kuronları, köprüleri ve kısmi dişleri destekleyebilir. Diş implantları sabit bölümlü protezleri, tam protezleri ve hatta hareketli bölümlü protezleri sabitlemek için kullanılabilir.

Bir diş implantı, bir dişin veya birçok dişin yerini almak için kullanılabilen kalıcı bir uygulamadır. Tek bir diş implantı, tekrar gülümsemeye yönelik güveni yeniden kazanmak için ihtiyacınız olan tek şey olabilir. Tam bir yedek diş kemerini desteklemek için birden fazla diş implantı kullanılabilir ve güzel bir gülümseme ile tam bir rehabilitasyon sağlanır.

Neon Klinik

Ağız Kuruluğu Neden Olur? Ağız Kuruluğu Nasıl Önlenir?

Tükürük antibakteriyel faydasının yanı sıra aynı zamanda kişinin ağız ve diş bakımına fayda sağlar. Tükürük az salgılandığında en zayıf mikroorganizmaların bile üremesine ortam hazırlanmış olur. Tükürük ağız içinin nemli kalması ve ph dengesinin ayarlanmasında da etkilidir.
Tükürük; besinleri sindirmeye yardımcı olur, dişleri çürükten korur, ağız içinde bakterileri kontrol ederek enfeksiyonu önler, çiğneme ve yutmayı kolaylaştırır. Ağız kuruluğuna sahipseniz bu ağzınızı nemli tutmak için yeterli tükürüğünüz olmadığı anlamına gelir. Tükürük miktarındaki yetersizlik, tükürük yapısında bulunan kalsiyum ve fosfat gibi bazı minerallerin de azalmasına yol açar. Tükürük azlığı kaynaklı ağız kuruluğu önemsenmezse bu sorun dişeti iltihaplanmalarına kadar gider.
Ağız kuruluğu; tükürük bezlerinin tükürük salgılama fonksiyonlarının azalması sonucu oluşur. Tükürük miktarındaki yetersizlik, tükürük yapısında bulunan kalsiyum ve fosfat gibi bazı minerallerin de azalmasına yol açar. Minerallerin azlığı diş çürüklerinde artışa neden olur. Ağız kuruluğu tansiyon, alerji, antidepresan, ilaçlarının kullanımı ile yada radyoterapi ve kemoterapi sonrası ortaya çıkabilmektedir.

Ağız Kuruluğu Neden Olur?

Çeşitli ilaç kullanımı ağız kuruluğunun en önemli nedenleri arasında yer alır. Bu ilaçlar tükürüğün salgılanmasını engelleyerek ağızda daha az tükürük üretimine neden olur. Yine çeşitli hastalıklarda ağız kuruluğuna doğrudan neden olabilmektedir.

Ağız Kuruluğu Belirtileri:

  • Dilde yanma hissi
  • Konuşma güçlüğü
  • Sık susama
  • Protez kullanmada güçlük
  • Kötü ağız kokusu
  • Tat almada azalma, bozukluk, metal tadı
  • Burunda ve boğazda kuruma
  • Dudaklarda çatlama
  • Özellikle kuru yiyecekler için yeme zorluğu
  • Aft

Ağız Kuruluğu Nasıl Kontrol Altına Alınır?

  • Sık sık su içme alışkanlığı kazanılmalı,
  • Sigara, alkol, şekerli gıdalardan uzak durulmalı,
  • Yaşanılan mekanın nemi ayarlanmalı,
  • Suni tükürük tabletleri kullanılmalı,
  • Bakteri plağı kontrol altında tutulamalı,
  • Floridli diş macunu, jel, gargara kullanılmalı,
  • C vitamini desteği alınmalı.
  • Tükürük akışını uyarmak için şekersiz sakız çiğnenmeli,
  • Kahve, çay veya bazı sodalar gibi ağız kuruluğuna yol açabilen kafeinli içeceklerden kaçınmalı.
  • Ağızda kurumaya yol açabileceği için tütün veya alkol kullanılmamalı.
  • Kuru ağızda ağrıya neden olabileceği bilinen baharatlı veya tuzlu yiyeceklerden kaçınmalı.

Ağız kuruluğu dikkate alınmaz ise; çürük oluşumunda artış, diş eti hastalıkları, yutkunma güçlüğü, tat alma duyusunda azalma veya bozulma, dil üzerinde deformasyon, dudaklarda çatlama, tükürük bezlerinde büyüme gibi şikayetleri de beraberinde getirecektir. Bir çok ağız ve diş rahatsızlıklarında erken teşhis ve tedavi sayesinde daha sağlıklı bir ağız yapısına sahip olabilirsiniz. Ağız kuruluğu hafife alınmamalı ve mutlaka uzman bir hekime başvurulmalıdır.

Neon Klinik

Diş Eti Hastalıkları Sebepleri Nelerdir?

Diş Eti Hastalığı Nedir?

Diş eti hastalığı; dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının % 70’inden diş eti hastalıkları sorumludur. Bu hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Dişeti hastalıklarının önlenmesi veya tedavisi; doğal dişlerin korunması daha rahat çiğnemenin ve daha iyi bir sindirimin sağlanması gibi diğer faydalarıda beraberinde getirir. Diş eti hastalıkları dişeti iltihabı (gingivitis) ile başlar. Yani, gingivitis Diş eti hastalığının erken dönemidir. Bu dönemde dişetleri kanamalı, kırmızı ve hacim olarak büyümüştür. Erken dönemde çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Tedavi edilmezse hastalık periodintitise ilerleyerek dişeti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriyi dönüşsüz hasar oluşturabilir.

Diş Eti Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Dişeti hastalığının verdiği ilk ve en önemli belirti kanamadır. Kanamanın sebebi dişeti iltihabıdır. Dişlerin üzerinde biriken hastalık etkeni bakteriler belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra dişetini iltihaplı hale getirirler ve kanama o aşamadan sonra görülür. Bu süre yaklaşık olarak 2 haftadır.

Başlıca Diş Eti Hastalığı Sebepleri

Genetik yatkınlık: Diş eti hastalıkları bulunan kişilerin %30 unun ailesinde bu sorunların yaşandığı belirlenmiştir. Özellikle ağız ve diş bakımına önem vermeyen kişilerin bu yatkınlıktan dolayı diğerlerinden 6 kat daha fazla diş eti hastalığına maruz kaldığı bilinmektedir.

Sigara kullanımı: Birçok rahatsızlığın altındaki bir etken olan sigara, diş etlerini yumuşamasına sebep olarak dişeti hastalıklarının gelişmesine zemin hazırlamaktadır.

Stres: Vücudun enfeksiyonlara karşı korunmasız kalmasına neden olan stres, diş eti hastalıklarının oluşmasında da etkili olur. Stres ağızda diş gıcırdatmaya ve diş sıkmaya sebep olduğundan dişler ve dişetleri arasındaki kuvvetin azalmasında etkili olur. Diş etlerinde oluşan çekilmenin en önemli sebebi dişlerin sıkılmasıdır.

Kötü beslenme ve obezite: Vücudun bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için besinlere dikkat edilmesi gerekir. Bu göz ardı edildiğinde hastalıklara karşı savunmasız kalınır. Enfeksiyonların oluşumunu hızlandıran kötü beslenme alışkanlıkları ve aşırı kilolar kontrol altına alınmadığında, diş eti hastalıklarının gelişimi engellenemez.

Vitamin eksiklikleri: Vücutta K, C, B12 vitaminleri, folik asit ve niyasin eksikliği diş etlerinde oluşan kanamaların dışında burun kanamasına, ishal, halsizlik gibi şikâyetlere de neden olur.

Sert yapılan diş fırçalama: Dişlerin sert hareketlerle fırçalanması sonucunda zedelenen dokular yüzünden diş etlerinde kanamalar meydana gelebilir.

Gebelik dönemindeki hormonlar: Hamilelik sürecinde kan akışının hızlı olduğu diş etlerinde şişme ve kanama sorunları oluşabilir. Bakteri oluşumunu hızlandırarak, diş eti kanamalarına neden olan hormonlar, özellikle gebeliğin ikinci trimesterinde daha etkili olur.

Yanlış ve kalitesiz yapılan diş protezleri: Diş etlerine baskı yapacak kron köprü, dolgu, protez gibi yapılar diş eti sorunlarının yaşanmasına neden olabilir.

Lösemi, iskorbüt, diyabet rahatsızlıkları: Bu rahatsızlıklar diş etlerinde kanama eğilimini arttırarak enfeksiyonlara neden olabilir.

İlaç kullanımı: Kan inceltici özellikteki ilaçlar, antidepresanlar, kalp ilaçları ve doğum kontrol haplarını kullanan kişiler ağız sağlığına önem vermelidir. Bu ilaçlar diş etlerine zarar verebilir.

Neon Klinik

20 Lik Diş Nedir? 20’Lik Diş Çekimi Nasıl Olur?

Beslenme alışkanlıklarının değişmesi sonucu çene yapısı giderek küçüldüğünden, 20 yaş dişleri çıkarken ağızda kendilerine yer bulmakta zorlanıyor. Bu sebepten dolayı 20 yaş dişleri bireylerin ağız ve diş sağlığında ciddi sorunlara yol açmaktadır.

7 yaşında başlayıp, 30 yaşına kadar oluşumunu tamamlayan 20 yaş dişleri, bireylerin sosyal yaşamını olumsuz etkileyebiliyor. 9 yaşında tomurcuk halinde olan 20 yaş dişlerin, 16 yaşında kök oluşumu kısmi olarak tamamlanır. Bu dönemden itibaren 20 yaş dişi kendine ağız içerisinde bir yer arayışına başlar ve uygun bir çıkış yolu bulamayan 20 yaş dişi problemleri ise bu sırada ortaya çıkar ve müdahale edilmediği müddetçe istikrarlı bir şekilde sorun yaratmaya devam eder. Görüntü ve şekil olarak diğer dişlerden farklı olan 20 yaş dişleri, insandan insana farklılık göstermektedir.

Bazı bireyler de birden çok kökten oluşan 20’lik dişlerin çürük problemlerinde kanal ve dolgu tedavisi yapmak oldukça zordur. Genel olarak 20’lik dişlerin tedavisinde dolgu ve kanal tedavisi imkânsıza yakındır.
20 lik dişler, çene yapısındaki pozisyonlarına göre farklılık gösterirler;

Yarı Gömülü 20 Yaş Dişleri

Bir kısmı ağız içerisinde açılabilmiş, bir kısmı da ağız içerisinde gömülü kalan yirmi yaş dişidir. Yarı gömülü 20 yaş dişlerinin üzerlerinde kapison denilen bir diş eti cebisi bulunmaktadır. Temizlenmesi çok zor olan diş eti cebi, vücutta iltihaplara ve ağız içerisinde apselere neden olmaktadır. Bu da ağız ve çene sağlığınızda ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Tam Gömülü 20 Yaş Dişleri

Ağız içerisinde tam olarak gömülü olan 20 yaş dişleridir. Tam gömülü 20 yaş dişleri diş ağız içerisinde diziminim etkilediği için diş görüntülerinde bozuklara neden olmaktadır. Tam gömülü yaş dişleri ağız ortamıyla ilişkileri kısıtlı olduğu ciddi iltihaplara sebep olmazlar.

20 Yaş Dişlerinin Çekimi

Birçok insanın çekiminden korktuğu için sağlığını tehdit altına aldığı 20 yaş dişleri; diş çekimi olarak diğer diş çekimlerinden farklı değildir. Problemli 20 yaş dişlerinin çekilmemesi durumunda kalp ve böbrek rahatsızlığına yakalanma riski unutulmamalıdır.
Yarı ve tam gömük 20 yaş dişleri alanında uzman bir diş hekimi tarafından çekilmelidir. Cerrahi bir müdahalede bulunulması gerekiyorsa hastanın, hekimin tavsiye ettiği ilaçları önceden alması gerekir.

20 Yaş Dişlerinin Çekimi Sonrası Yapılması Gerekenler

  1. Operasyondan sonra müdahalede bulunulan bölgeye konulan tampon iki(2) saat ısırılmalıdır. Bu süre boyunca tampon veya pamuk değiştirilmemeli ve hasta, diliyle bu bölgeye etki etmemelidir.
  2. Operasyondan sonra tükürme fonksiyonu yapılmamalıdır. Aşırı derecede tükürülmesi durumunda var olan kanama daha çok artacağından iyileşme süresi uzayacaktır.
  3. Kanın sulanmasını sağlayan aspirin tarzı ilaçlardan uzak durulmalıdır.
  4. Şayet 20 yaş dişiniz cerrahi bir müdahale ile alınmış ise; on(10) dakika arayla buz kompresi uygulaması oluşabilecek şişlik ve morarmaları engelleyecektir.
  5. İlk yirmi dört(24) saat katı, aşırı sıcak ve soğuk yiyeceklerden kaçınınız. Mümkün olduğu kadar ılık ve yumuşak yiyecekler tüketiniz.
  6. Çekim yapılan bölgeye dilinizi değdirmemeye çalışınız. Bölgenin dil ile oynanması durumunda kanın pıhtılaşması engellenecek ve dikişlerinizin kopmasına neden olabilir.

Bunun yanında hekiminizin tavsiyelerine uymanız iyileşme sürecinizi kısaltacaktır.